Gün geçmiyor ki, Kocaeli’nin sahillerinde bir boğulma vakası yaşanmasın. Özellikle Karadenize kıyısı olan Kandıra sahillerinde yaşanan trajedik vakalar, artık bu işe ciddi bir önlem alınması ve yaşama tutunma gayesinin deniz tutkusunun önüne geçilmesini zorunlu kılıyor.
Tutkunları için yüzmek bir sevdadır kabul ediyorum. Yazın denize girilebilen 2-3 aylık zaman zarfını dört gözle bekleyenler var. Yüzmek için kendine belirli yerleri mekan edinmiş, onun dışında başka plajlara gitmeyen insanlar var. Benim hiçbir zaman bir denizde yüzme tutkum olmadı. Benim için sahili izlemek, saatlerce vakit geçirmek tutkudur. Bu nedenle yüzme tutkusu olanları da anlarım. Ama sırf bu tutku için hayatını riske atmak doğru değil.
Kandıra’nın Kefken, Cebeci, bağırganlı sahilleri ile yine bu bölgelere çok yakın olan İstanbul’un Şile, Ağva gibi sahilleri her yaz yüzme tutkunlarının akınına uğruyor. Hele ki hafta sonu iğne atsan yere düşmüyor. Ancak ileri açılmak yasak olduğu halde, can kurtaranlar görev yaptığı halde ve bir çok yer yüzmeye yasak olduğu halde her gün onlarca boğulma vakası yaşanıyor ve ne yazık ki bu vakalarda çok sayıda insanımızı da kaybediyoruz.
Valilik, Kaymakamlıklar, Belediyeler sık sık vatandaşları uyarıyor. Kandıra’da meteorolojik verile dikkate alınıp bazı risk bölgeleri de değerlendirilerek denize girmek yasaklanıyor. Ancak buna rağmen ne uyarı dinliyoruz, ne de önlem alıyoruz. Adeta ölüme meydan okurcasına suyla dans etmeye kalkışıyoruz.
Bu iş gerçekten çığırından çıktı. Kandıra sahilleri, Karadenize kıyısı olan diğer yerler gibi ters akıntının olduğu bir yer. Bu Rip akıntısı verilen bu olay gerçekten insan hayatı için büyük tehlike arz ediyor. Sizi yere vurup denizin içine çeken bu akıntıya karşı mücadele etmek çok zor. Bu nedenle kötü havalarda denize girilmemeli, ileri açılmamalı, hele ki yüzme bilinmiyorsa şakası bile yapılmamalı bu işin.
İleri açılmak yasak deniyor, dubalarla sınır çiziliyor, ama kendine güvenen takmıyor. Halka açık plajların dışındaki bölgeler yüzmeye yasaklanıyor ama inadına o yasaklı yerlere gidiyor, kendini kayalıklardan derin sulara bırakıyor. Can kurtaranlar sık sık uyarılarda bulunuyor, ama takmıyor. Sonuç da ne yazık ki acı manzaralar çıkarıyor karşımıza.
Bakın denizle şaka olmaz, denizle oyun olmaz. Hele ki Karadenizle hiç şaka olmaz. Deniz tutkusu sonunuz olmasın, sonumuz olmasın. Büyükşehire bağlı KOSKEM ekipleri her hafta yüzlerce boğulma vakasına müdahale ederken, her gün ölüm haberleri geliyor kulağımıza. Ve ne yazık ki bunları satırlarımıza taşırken elimiz titriyor.
Hiçbir tutku sizin hayatınızdan değerlidir. Hiçbiri sevdiklerimizden değerli değildir. Ne kendinize ne tecrübenize bu konuda çok güvenmiyorum. Bir kramp girmesine bakar, bir anlık dalgınlığa bakar, bir kayaya çarpmaya bakar, bir anlık yorgunluğa bakar fazla güvenin sonucu. Ve buradan yetkililere sesleniyorum, artık kesin ve kati bir şekilde denizlerde güvenlik artırılsın ve ciddi yaptırımlar uygulansın.