Kupa başlamıştı ve artık son viraja girildi.
Türkiye’den pek çok takım hazırlık maçlarını oynamaya başladı. Herkes lige geri dönmeyi mi bekliyor? Yoksa Dünya Kupasının bitmemesini mi? İstiyor.
Bilemiyorum. Fakat yine de Dünya Kupası kendi hikayesini yazmaya devam ediyor. Beklenmedik galibiyetler ve yenilgiler serisinde en parlak takım Almanya oldu diyebiliriz.
Panzerler daha son 16 göremeden kupaya veda ettiler.
Bu çoğu futbol severin sürpriz olursa söyle olur diyeceği bir kurgunun içinde bile değildi ki o grubun 2. Sürprizi de Japonların ki oldu. Almanya elenirken onlar grubu 1. Tamamladılar ve peşlerinde Avrupa’nın dev takımı İspanya vardı. Üstelik İspanya Kupaya öyle flaş bir giriş yapmıştı ki kupaya ellerini uzatmıştı. Tabi ki hala çok güçlü ve iddialılar ama o 7 gollü galibiyeti alan İspanya’nın üstünlük mantalitesi biraz daha kaybolmuş durumda.
Almanya, İspanya ve Japonya’nın olduğu bu gurup bana kalırsa turnuvanın unutulmazları arasına girdi. Peri masalı grubu bile denilebilir ve Japonya’nın masalı bakalım ne kadar daha devam edecek. Canavarları yenip prensesi kurtarabilecekler mi? Göreceğiz.
Bir diğer sürprizi de Fas gerçekleştirdi. Aslında Japonlarla benzer işler yaptılar ama onların grubu görece daha iddiasız takımların olduğu bir grup olduğundan inanılmaz bir sükse yapmasa da Belçika’nın o genç jenerasyonunun da son bulduğu bir turnuva olarak tarihe geçti. O çok önemli genç oyuncuların olduğu takım artık yaşlı olmasından şikâyet edilir olmuştu. Ama en azından son 16 kalmak onların motivasyonu için değerli olacaktı. “Altın Takım “ İsimli bir filim çekilseydi. Belki de bu takımın finali görüp orada yenilmesi hikâye için daha etkileyici ve çarpıcı bir son olacaktı. Film epik unsurlar kazanacaktı fakat. Belçika’nın bu vedası ancak bir dram filmi çıkarır.
Futbol artık gençler için daha kolay. Yaşlanan oyuncular her geçen gün sahanın kenarına doğru itilmeye devam ediyor.
Güney Kore’nin ve İsviçre’nin gruptan çıkması da çok değerliydi. Turnuvanın unutulmazları arasına adını yazdırdı. Fakat Danimarka’nın hezimete uğramış olması da ayrı bir kötü talih örneği oldu.
Şimdi benim aklımda yarı finaller var bence en keyifli maçları orada göreceğiz. Ama bu turnuva sürprizlerle de dolu. Bakarsınız yine hayal etmediğimiz finaller görür hem şaşarak hem keyif alarak izleriz.
İlk sorduğum soruyu tekrar Hatırlatayım. Sizce Turnuva bir an önce bitmeli mi? Yoksa, keşke hiç bitmese mi?