Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarla mücadelesi ne yazık ki devam ediyor. Trump’ın ekonomik saldırılarıyla başlayan, pandemi ile zirveye çıkan ekonomik problemler, dövizin iki yıl içerisinde 3 kattan fazla yükselmesiyle belimizi büktü.
Hükümetin her tedbirine, atılan her adıma rağmen ne yazık ki enflasyon kontrol edilemediği için ekonomik kriz derinden sarsıyor. Açıkçası bu kriz dar gelirliyi vurdu. Büyük sermaye sahipleri servetlerine servet katarken sabit ve dar gelirli kesim için tablo olumsuz.
Türkiye geçmişte de büyük ekonomik sorunlar yaşadı. TL karşısında 2 lira değeri olan doların 2001 krizinde 1.6 Milyon TL’ye yükseldiğine şahit olduk.
Yaşadığımız krizlerin en ağırı hiç kuşkusuz 2001 kriziydi. Doların bir günde iki katına yükselmesi maalesef ülke ekonomisinde felakete yol açmıştı. Böylesine zorlu süreçte iktidara gelen AK Parti hükümeti paradan 6 sıfır atarak uzun süre enflasyonu kontrol altına almayı başarmıştı.
Son 3 yılda inanılmaz balon fiyatlar yaşanıyor. Bir evin 2-3 milyon, sıfır otomobilin 1 milyon, doların 26 TL olduğu inanılmaz bir köpük ve aç gözlülük enflasyonu var.
Hükümet ve yeni Maliye yönetimi sıkı para politikası izleyerek ekonomiye acı reçete uyguluyor. Buradan benim naçizane tavsiyem yeniden paradan sıfır atılmasıdır. Ancak bu kez altı sıfır atmak değil, bir adet sıfır atılmasıdır.
İlk başta kulağa garip geldiğinin farkındayım. Hatta çözüm olmaz diyenleri de duyar gibiyim. Ancak iyi düşünüldüğünde bir evin 100-200 bin, bir otomobilin 100 bin civarlarına geldiğini görürüz. Bu tabloda asgari ücret de 1140 TL olacaktır ama, inanın 100 bin TL ulaşmak şu an ki 1 milyon TL ulaşmaktan daha kolay olacaktır.
Paradan sıfır atmak ekonomiye tam çözüm olmayacaktır ancak en azından piyasayı rahatlatacak ve 5-6 yıl öncesine döndürecektir bizi. Merkez bankası ve Maliye Bakanlığı tüm enstrümanların kullanılacağını ifade ediyor, bu da bir çözüm olarak değerlendirmeye alınabilir.