Gebze basın camiasında çok sevdiğimiz bir kardeşimiz vardı. Spor muhabirliğinden Kültür Sanat’a, Siyasetten güncel haberlere, gazeteciliğin her dalında Gebze basının son 15 yılı içerisinde kendine yer edinmiş değerli bir meslektaşımızdı Refik Sıla Güvenç. Hepimizin çok sevdiği değerli dostumuzu genç yaşında kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. Daha 41 yaşında olan, dışarıdan baktığınız zaman 25 yaşında diyeceğiniz Refik Sıla, yaklaşık 3,5 ay süren hayat mücadelesini kaybetti.
Kendisiyle tanışıklığımız çok eski yıllara dayanırdı. Yaklaşık 7-8 yıl Gazete Gebze’de omuz omuza beraber çalıştık. Daha sonra bizim yollarımız Mavi Kocaeli Gazetesi ile kesişti, o da başka bir çatı altında, Mavi Marmara Gazetesi’nde meslek hayatında devam etti. Gebze basınında hep güler yüzüyle, eğlenceli kişiliğiyle, vefalı dostluğuyla hatırlanacak kardeşimiz.
Çok hassas bir kalbi vardı Refik Sıla’nın. Elim olaylar karşısında duygularına hakim olamaz, çok etkilenirdi. Ve bu etkilenme davranışlarına da yansırdı. 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri Refik Sıla’yı çok etkiledi. Anneannesinin yaşadığı Gaziantep’i de vuran deprem sonrası Refik Sıla çok üzülmüştü. Bu üzüntü 7 Şubat tarihinde işe giderken, beyin kanamsını olarak etkisini gösterdi. Mesaiye gidecekken, ekmek peşinde koşarken, zayıf bünyesi bu acıyı kaldıramadı.
Kendisinden haber alamayan mesai arkadaşları, ne telefonla ulaşabildiler Refik Sıla’ya ne de ailesinden haber alabildiler. Ve ne yazık ki yine yıllarca beraber çalıştığımız meslektaşımız Evren Kızıltaş, Refik Sıla’nın Fatih Devlet hastanesi yoğun bakımına kaldırıldığı haberini teyit etti. 7 Şubat’tan beri beyin kanamsı ve akabinde gelişen böbrek rahatsızlığıyla mücadele etti kardeşimiz. Ancak ne yazık ki bu hayat mücadelesine yenik düştü.
Söylenecek çok söz var…Ama inanın sözün bittiği yerdeyiz. Kulaklarımızda hala onun gülen sesi çınlıyor. Fanatik bir Galatasaray taraflarıydı, sezon başından beri Galatasaray’ın şampiyonluğunu kutlamanın heyecanını yaşıyordu. Tam bir Mustafa Kemal Atatürk hayranıydı. Gazi Mustafa Kemal’i çok sever, onun meşhur kalpaklı fotoğrafını sık sık paylaşırdı. Hem Galatasaray için hem Atatürk için herkesle tartışır, asla laf söyletmezdi. Bu yüzden aksini söyleyenlere çok kızardı, ama kimseye kin tutmaz, tartışma bittikten sonra sarılırdı herkese.
Ailesini çok severdi. Burada Anne-Babası ve kardeşiyle yaşar, emekli asker olan Dedesini sık sık Kozyatağı’ndaki evinde ziyaret ederdi. Ama ne yazık ki 5 yıl içerisinde önce babasını, ardından dedesini kaybetti. Onların üzüntüsünü aradan yıllar geçse de bir türlü atlatamadı. Ve şimdi Refik Sıla çok sevdiği dedesine ve babasına kavuştu. Hani derler ya, “Onlar bizden daha çok sevdiler ve yanlarına istediler.” Öyle zannediyorum ki tam olarak böyle oldu.
İnsanoğlu’nun çaresiz kaldığı anlar vardır. Vade dolduktan sonra elimizden hiçbir şey gelmez. Geriye güzel hatırları ve edilecek duaları kalır. Bugün biz Gebze basını olarak gerçekten iyi bir emektarı, güzel bir insanı kaybettik. Vefat haberinin duyulmasından sonra yayınlanan baş sağlığı ve taziye mesajları da onun ne kadar iyi bir insan olduğunun göstergesi. Ben iyi bir dostu kaybettim, ben bir dert ortağını kaybettim. Ben birlikte emek verip omuz omuza çalıştığım bir meslektaşımı kaybettim. Mekanı cennet, ruhu şad olsun. Ailesinin ve basın camiamızın başı sağolsun…
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun…Ruhuna El-Fatiha…