14 Mayıs seçim sürecinin başlamasıyla aday adayı başvuruları da alınmaya başladı. Malum şu anda en fazla hareket iktidar partisinde. Sürecin kısa olması nedeniyle aday adayı başvuruları peş peşe geliyor. Bu akşam sona erecek başvuru süreci sonrası AK Parti’de Milletvekili aday listeleri hazırlanacak. CHP’de de süreç devam ederken, parti örgütlerine gönderilen genelgede Belediye Başkanı ve Meclis üyesi olanların istifa etmeleri engellendi, aday olmayacakları bildirildi.
Bu seçim ittifakların seçimi olacağı için milletvekili aday listelerinin nasıl olacağını henüz bilmiyoruz. Yani İttifak yapan partiler birinin listesinden mi aday gösterecekler, yoksa her parti kendi amblem ve listesiyle mi seçim girecek bunu henüz bilmiyoruz. Cumhur da ittifak AK Parti listelerinden, Millet de ise CHP listelerinden olacak. Bunun dışında MHP, İYİ Parti gibi tabanı ve oyu olan partilerine kendi listelerinden aday göstermelerine kesin bakılıyor.
Partiler bu şekilde hazırlık sürecini devam ettirirken, ben Milletvekili aday listelerinin kalitesi üzerine değinmek istiyorum. Milletvekili adayı olmanın bir kanuni şartları vardır. Bir de yazılı olmayan ancak toplumda kanun gibi görülüp, temayül haline gelen gelenekler vardır. Kanuni olarak, ilkokul mezunu olan, 18 yaşını dolduran, hakkında hüküm verilmiş bir sabıkası bulunmayan, memur olma şartlarına haiz olan kişiler milletvekili adayı olabilirler. Bu işin kanuni boyutu…
Bunun bir de yazılı olmayan, kanunda yeri olmayan kıstasları vardır. O da Milletvekili kalitesi..Peki neye göre kime göre kalite…Bunun da kararını halk veriyor, ancak liderlerde bu konuda net davranmalı. Halkın sorunlarına çözüm arayacak, onarlın sıkıntılarını Ankara’da anlatacak, kanun çıkartacak, önüne gelen kanunun ne olduğunu bilecek kaliteli Milletvekili en önemli kıstas olmalıdır. Her önüne gelen Milletvekili adayı olmak için başvuru yapmamalı. 85 Milyon insanı yönetecek kişilerin bir donanımı, etkisi ve gücü olmalıdır.
Milletvekili donanımı yazılı olmayan en önemli kuraldır. Bakıyoruz, hiçbir milletvekili yeterliliğine sahip değil, ancak bira parası var diye adam vekil adayı oluyor. Bakıyoruz hiçbir siyasi birikimi yok, halktan uzak, hayatından halkın sofrasına hiç oturmamış milletvekili adayı oluyor. Siyaseti bilmiyor, dünyayı bilmiyor, yaşadığı şehri tanımıyor milletvekili adayı oluyor.
Milletvekili olacak kişi, milletin içinden gelmelidir. Eğitimi olmalıdır, siyasi gücü olmalıdır, kendisini dikkate alan kitlesi olmalıdır. Sırf paran var diye bu ülkede milletin vekili olamazsın. He belki olursunuz ama o zaman da milletin değil genel başkanın vekili olursunuz. Gerçi onlar için fark etmiyor, Ankara’ya gittikten sonra nasıl gittiklerimin önemi yok…
Benim bu sözlerin Meclis de gücü olan, toplumda oy karşılığı yüksek olan partiler içindir. Yani AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti gibi…Oy oranı küçük partilerin kıstası belirlemede fazla bir seçenekleri olmadığı için onlara yönelik bir sözüm yok. Ancak iktidar olacak, yönetmeye talip olacak partilerin kıstaslarını belirlerken bu işi ayağa düşürmemeleri gerekir.
İnsan aday olmadan önce aynaya bakacak ve kendisine şu soruyu soracak? “Benden Milletvekili olur mu?” Eğer egonuz yoksa, eğer kişisel hırslarınız yoksa kendiniz için en doğru kararı verirsiniz. Eğer egonuz varsa, kendinizi bırakın Milletvekili olmayı, Abraham Lincoln, Barack Obama, Clinton, Roosevelt, Kraliçe Elizabeth bile zannedersiniz…