Dünya’nın pek fazla tecrübe etmediği bir yıkım yaşadık, 11 ili etkileyen, 4 şehrimizi yerle bir eden deprem felaketi, doğal olarak tüm yurdu, tüm insanlarımızı etkiledi.
Bir çok şey anlamını yitirdi, kişisel olarak bile çok eksildik.
Yaşadığımız travmalar, üzüntüler değil, daha çok anlamsızlaştık.
Canlarımızı kurtarma süreci vardı, yaralılarımız, büyük acılarımız vardı, sonrasında yaraları sarma süreci…
Enkazları kaldırdık, enkazların altından çok büyük dramlar çıktı, yürek burkan, günlük yaşamda ki tüm gelişmeleri değersiz kılan acılar vardı…
Şimdi artık insanların yaralarına merhem olma süreci.
Böylesi bir süreçte, depremin üzerinden tam bir ay geçmişken, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü yaşadık.
Türkiye’de kadınlara ilişkin sorunlar, ne yazık ki tam anlamı ile bir türlü çözülemiyor, kadınlarımız artarak devam eden bir baskının, şiddetin, saldırının kurbanları oluyorlar.
8 Mart kendilerini ifade etme günü, kadınlarımızı anlama günü ama yaşadığımız acının boyutları öyle büyüktü ki, 8 Mart’ı kadınlar günü olarak hatırlayan, anan çok az kişinin olduğunu düşünüyorum, çünkü 8 Mart 2023 Türkiye için büyük acının üzerinden bir ayın geçtiği gündü.
Yapılacak çok iş vardı, dokunulacak çok insan, sarılacak çok büyük yaralar vardı.
Kadın hakları, kadına yönelik şiddet, İstanbul Sözleşmesi gibi başlıklarla kadın olmanın zorluklarını ve koruma altına almanın önemini dile getiririz ya, deprem bölgesinde kadın olmanın daha büyük sorunları ve sorumlulukları olduğunu da gördük.
Hava soğuk, acil önlem amaçlı kurulan çadırlar da yaşam son derece zor, konteynerler de yaşamanın her insan için zorlukları mevcut ama kadın için iki kat daha büyük zorlukları var.
Canını bir şekilde kurtarmış kadın, çocuğunun bakımı ve beslenmesinden kendisini sorumlu hisseder, bunun içinde ayrı mücadelesi vardır.
Sonra, hijyen ortamı, temel ihtiyaçların karşılanması, tuvalet, banyo, su..
Yakınlarını kaybetmiş, yalnız kalmış bir kadının korkusunu, endişesini görebilmek, anlayabilmek gerek.
En temel gereksinimi olan ped bulmanın, talep etmenin zorluğu…
Yaşadığımız büyük felaket, bize bildiğimiz bir çok şeyi unutturdu, buna 8 Mart Dünya Kadınlar Günü de dahil.
Ama bu 8 Mart, kadın olmanın zorluklarını bir kez daha gözümüzün içine soktu.
Deprem bölgesinde ki kadınlarımızın sorun ve sıkıntılarını gördükten sonra, umarım ki, kadınlarımızın ne denli özverili ve değerli olduklarını daha iyi idrak etmişizdir.
İnşallah, el birliği ile bu zorlu süreçleri geride bırakarak, çiçeklerle andığımız, kadınlarımızın daha iyi koşullarda yaşamasına yönelik söylemlerin ve eylemlerin olduğu 8 Martlar yaşarız.